Son dönemlerde Türk Dizilerine olan ilgimde olabildiğince bir değişiklik başladı. Bu değişikliğin temelinde bir kısmını izlemiş olduğum “Kuzey Güney” dizisi yattığını belirtebilirim. Bir çok kişide olduğu gibi benimde ilk okuduğum roman “Çalıkuşu” romanıydı. Her zaman romandan beyaz perdeye aktarılan yapımlara ilgim olmuş ve daha iyi bir kurguyla sahnelendiğini düşünmüşümdür. Çalıkuşu’nun da “Ay Yapım” ile güzel bir yapım ortaya koyacaklarına emindim. Nitekim düşündüğümden farklı olmadı ve karşıma gerçek bir sanat eseri çıktı. Bu zamana kadar izlediğim Türk filmlerini ne kadar ağır derecede eleştirdiysem, Çalıkuşu’nu da o kadar öveceğimi belirtebilirim.

Yıllarca Amerikan Romantik Filmlerini, Romantik Sandık

Uzun süredir Amerikan yapımı şişme bayat romantik filmleri, gerçek ve muhteşem filmler olarak düşünüp izledik. Türklerin neden bu kadar güzel romantik filmler yapamadıklarını düşündük. Fakat tüm bu tabuları baştan aşağı yıkacak bir dizi Kanal D ekranlarında gösterilmeye başlandı.

Çalıkuşu dizisi için bir dizi tabiriyle yaklaşmak o diziye gerçekten bir hakaret olur diye düşünüyorum. Karşımızda gerçekten bir sanat eseri var. Elbette ufak eleştirilerimiz, önerilerimiz olacak fakat şu ana kadar kesintisiz ve soluksuz, reklamlarıyla beraber izlediğim bir dizi yapılmış.

İlk izlediğim bölümünde ilk söylediğim sözler, karekterlerin ne denli iyi seçimiydi. Hatta Reşat Nuri seçseydi karakterleri daha farklı olmazdı. Yapımcıları muhtemelen dizi için çok ciddi bir çalışma yapmışlar ve bu işi kendileri çok iyi başarmışlar. Dünya dizi tarihinin en iyi romantik dizisi olduğu kuşku götürmez. Bu çalışmaları umarım tadını kaçırmaz ve en uygun şekliyle bitirirler.

Dizi İçin Ufak Tefek Tavsiyeler

Kesik kesik dizide “Cesaretin Var mı Aşka” filmini andıran yapıyı görüyorum. Bu yapı Çalıkuşu dizisine çok güzel oturmuş, fakat daha da bu durum abartılabilir. Yani “Feride ile Kamuran” konuşmaları gerektiğinde aralarındaki o muhabbet dünyadan ve diğer her türlü şeyden bağımsız hale gelmeli. Feride, Kamuran’a yöneldiği andan itibaren, dış dünyadaki herşeyden soyutlanmalı. Bu durumun tam terside geçerlidir. Bu durum zaten Cesaretin Var Mı Aşka filmini bugün efsane bir film haline getiren olaydır.

Eleştirmen Değeri : 91

Tahir Dinç

18 yıldır film sektöründe çalışmalar yapan Dinç, profesyonel anlamda bir çok çalışmaya imza atmıştır. Günümüzde kendine ait Türk SEM reklam ajansını yönetmektedir.

View all posts

Add comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir